7 Şubat 2016 Pazar

Azra Kohen - Fİ Kitap Yorumu




Kitabın Adı: Fi
Yazarın Adı: Akilah Azra Kohen
Yayınevi: Destek Yayınları

Goodreads Puanı: 3,38/5
Bizim Puanımız: 5/5
Türü: Roman/Edebiyat



Kitabin adi Fi. İlk basta nedir bu fi diyorsunuz. Kitaba başlamadan önce küçük bir araştırma yapınca Fi'nin güzellik oranıyla alakalı olduğunu anlıyorsunuz. Kitapta bir karakter var ki ismi Can Manay, her şeyde fi uyumuna dikkat ediyor.


Evin dekorasyonunda , ofisinde, bir kadını tasvirinde , her şeyde fi oranına bakıyor.
Çünkü bu adamın tek bir zaafı var : Güzellik. Fi takıntısı da aslında buradan geliyor. Bizimki güzellik arayışını bilimsel olarak araştırmaya başlayınca fi oranıyla karşılaşmış. Ve bundan sonra evrendeki her güzel şeyde fi oranını dikkate almış. Ama kekse bu fi birazcıkta kendisinde olsaymış :) Zaten orantısız bir vücutla kendindeki güzelliği bulamayan Can kendini analiz etmeye başlamış ve böylelikle psikolojiyle uğraşmaya başlamış ve zamanla da en ünlü psikologlardan biri olmuş. Adam da güzellik yok ama neyse ki zekası her şeye yeter.

"Küveti almasındaki ayni nedenle döşemişti Can evini. Fi oranı. Küvetin ayaklarının, gövdesine; yüksekliğinin uzunluğuna oranı da Fi sayısını veriyordu, insana güzel gelen her şey gibi.. "
Can Manay unlu ve paraya para demeyen çok zengin bir psikolog. Televizyon programları yapıyor. Genellikle hastaları televizyon dünyasından oyuncular şarkıcılar ya da çok zengin insanlar. Kitap Can Sanayin kendine yeni bir ev almak için emlakçıyla gidip baktığı sırada yan villada çok güzel duru sade bir kızı görüp ona asık olmasıyla başlıyor. Bu kızı anlatırken bile fi oranıyla tasvir ediyor.

"Bir kütüğün üstünde, tek bacağının üzerinde bir heykel gibi dimdik duran kız bacağını oldukça yavaş ama hiç titretmeden 180 derecelik bir acıyla havaya kaldırmıştı. Yerçekimine dayanamayan elbisesi, havada duran bacağından aşağıya kaydı, mükemmel bacak ortaya cıktı. Olması gerektiği kadar kaslı, sağlam, uzun, kadınsı, mükemmel... Fi.. "

 

Tabi bu kitabi okurken (daha ilk kitabında) kesinlikle yazar tek bir kitaptan 4 farklı kitap çıkarabilir dedim. 4 farklı hikayeyi bir kitapta anlatmış. Hepsi birbiriyle bağlantılı tabiî ki. Ama bence öyle güzel islemiş ki karakterleri de anlatımı da sanki dizi izliyorsunuz da yarıda bıraktınız sanarsınız. Her karakterin ayrı hikayesini okur gibisiniz.

Tabi başkahramanımız ünlü psikolog Can Manay bir başka. Bu adam hem maddiyatını hem de zekasını kullanarak tüm kapıları açtırabilecek güce sahip. Çok akilli bir adam. Her şeyi önceden düşünüp bütün olasılıkları hesap ederek istediği her şeyi elde edebiliyor. Tam faka bastı diye düşündüğünüz anlarda bile öyle manevralar yapıyor ki olayı kendi lehine çevirdiğini görünce zekasına bir kez daha hayran kalıyorsunuz. Hem de bunu karşısındakine hiç fark ettirmeden ustaca yapıyor.

Evet, bu kahramanımız biraz seks manyağı tipinde. Sevişme sahnelerini biç çok kez görebilirsiniz ama kesinlikle kitabin önüne geçmemiş.

Ayrıca bazı göndermeler de yapmıyor değil sanki okuduğunuzda karakterleri biç yerden tanıdığınızı hissettiriyor. Hepsi televizyon dünyasından tanıdığımız kişiler gibi. Hep biç düşünme hali içindesiniz "kimden bahsediyor acaba " diye. Ve biç çok tahminlerde bulunuyorsunuz.

Kitabımızda psikolojik ya da felsefik diyebileceğimiz en çok üstünde durulan kavramlar var : farkındalık, deneyimlemek, dengelemek , kendi varoluşunun farkına varmak gibi... insan kendi potansiyelinin farkına varmalı, kendi farkındalığında olan insan deneyimlemeli ve ancak o zaman kendini güncelleyebilirsin.. Çünkü biz deneyimlemek için buradayız, o yüzden toplumun bizi başkası olmaya çalıştırdığı sistemde ancak kendi varoluşunu anladığın ya da geliştirdiğin sürece kendini bulabilirsin.

Kitap bitince bir şeyler yarim kalıyor. Yazar zaten tam o esnada araya giriyor. 'İyi bir hikaye asıl bittiğinde başlar' diyor ve ikinci kitabı Çi'ye geçiyor. İkinci kitap 'Çi' yi okuduğumda eminim her şey daha da oturacak. Bakalım hikayeyi 'Pi' ye kadar nasıl getirecek merak ediyorum.

Keyifli okumalar diliyorum.

                                                                                                                  Okur : Eda Kuzu



Arka Kapak Yazısı

Fi, deneyimin içinde kaybolmak yerine korkmadan deneyime sahip olmanın yolculuğudur. içinde bolca bulunan manipülasyon, seks, aldatma ve aldanma hikayeleri belki herkesin dikkatini çekebilir ama gerçeklerden yola çıkarak ulaşılmak istenen yerde sadece farkındalık vardır.

Fi, güzelliğin lanetlendiği, zekanın yağmalandığı, iyinin kurban edildiği ve kasaba kurnazlığıyla yönetilen bu gezegende, içine doğduğumuz bu kutsal hayatı kutlamak için yazılmıştır. Kendi potansiyelini keşfetme cesareti gösterebilmiş gerçek kişilere, çatlama cesareti gösterebilmiş tohumlara adanmıştır.




Tanıtım
Bu kitap herkes için yazılmadı.
Farkındalığın ne kadar önemli olduğunu, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, doğduğumuz andan itibaren olmamız gerekenden uzaklaştırılarak prototip bir toplum yaratığına dönüştürülmek için işkencelere maruz kaldığımızı, bu insansı hayvanın 'kişi' olabilmek için varlığı adına yapması gereken en önemli şeyin, kendini gündelik yaşamdan koruyarak bireyselliğini keşfetmesi gerektiğini, kutsal 'merak'ımızın kendi potansiyelimiz dışında her yere yöneltilerek zehirlendiğini, asıl değerli olanın bizim için önemsizleştirilmeye çalışıldığını fark etmiş ya da fark etmeye hazır herkes için yazıldı, gerisiyse hikaye.

Akilah

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Bir Yazar (Çiğdem ÖZ) Ve Bir Okur (Eda Kuzu) Bir Araya Geldi Ve Kitapları Yorumluyorlar!